- tazelik
- (-ği)
1) све́жесть
tazelikini kaybetmek — теря́ть [свою́] све́жесть
2) мо́лодость
Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.
tazelikini kaybetmek — теря́ть [свою́] све́жесть
Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.
tazelik — is., ği 1) Taze olma durumu, körpelik, taravet 2) mec. Dinç, diri, canlı olma durumu Eskiden söz açılınca yorgun belleğinden şaşılacak kadar tazelikle geçmişe döner, anılarını eksiksiz anlatmaya dalardı. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
CİYADET — Tazelik, yenilik. * İyilik, güzellik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MEHAH — Tazelik, güzellik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MELED — Tazelik, körpelik, nâziklik, gençlik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NAZRET — Tazelik, tarâvet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NEDARET — Tazelik, parlaklık, letafet, taravet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
REHASET — Tazelik, yumuşaklık, incelik. * Ucuzluk. * Bir işi gevşek tutma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TARAVET — Tazelik. Körpelik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TERAVET — Tazelik. (Bak: Taravet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bekâret — is., esk., Ar. bekāret 1) Kızlık 2) Saflık, temizlik, masumluk Ruhumun bekâretini sana verdim. H. C. Yalçın 3) Sanat ve düşüncede özgünlük, yenilik 4) Doğallık, tazelik … Çağatay Osmanlı Sözlük
canlandırmak — i 1) Canlanmasını sağlamak, canlanmasına yol açmak 2) Yaşatmak, birinin kılığına girmek 3) Canlılık, tazelik, dirilik getirmek Güller tazelikleri, renkleri, biçimleriyle salonu canlandırmışlardı birden. C. Uçuk 4) mec. Yoğunluk, etkinlik… … Çağatay Osmanlı Sözlük